İçerik Görüntüleme

Zarflar

Zarflar bir eylemin yeri, zamanı, nedeni veya tarzı hakkında bilgi verir. Zarflar fiile atıfta bulunurlar ve bir şeyin ne zaman, nasıl, nerede veya ne sebeple gerçekleştiğini belirtirler. Zarfların yapıları değişmez, çekimlenmezler. Birçok zarf türü vardır: Yer belirten zarflar, zaman zarfları, neden belirten zarflar ve tarz zarfları.

Zarflar ayrıca farklı sözcük türlerinden de oluşturulabilir. Normal sıfatlar da zarf olarak kullanılabilir. Bu durumda zarflar cümledeki özneye değil de fiile yönelik bilgi vermeleri bakımından sıfatlardan ayrılırlar.

Sıfat Zarf
Der nette (=Adjektiv) Mann (=Nomen)
nazik (=sıfat) adam (=isim)
Der Mann lächelt (=Verb) nett (=Adverb).
Adam nazikçe (=zarf) gülüyor (=fiil).
→ Wie ist der Mann?
Bu adam kim?
→ Wie lächelt der Mann?
Adam nasıl gülümsüyor?
“Nett” beschreibt das Nomen, in diesem Fall den Mann.
"Nazikçe" sözcüğü burada özneyi, bu durumda adam sözcüğünü tanımlıyor.
“Nett” beschreibt das Verb näher, in diesem Fall das Verb lächeln.
"Nazikçe" sözcüğü burada daha çok fiili tanımlıyor, bu durumda "gülümsemek" fiilini.

Zarf oluşturma

Zarflar diğer sözcük türlerinin ardına son ekler getirmek suretiyle de oluşturulabilir.

  • İsim halindeki sözcüklerden aşağıdaki eklerle türetme:

    -weise:
    Als Ersatz für das Mehl können wir Mandeln verwenden. (Substantiv)
    Unun yerine / alternatif olarak badem kullanabiliriz. (isim)
    Ersatzweise können wir auch Mandeln verwenden. (Adverb)
    Unun yerine / alternatif olarak badem kullanabiliriz. (zarf)
    -s:
    Am Morgen putze ich mir die Zähne. (Substantiv)
    Sabahleyin dişlerimi fırçalarım. (isim)
    Morgens putze ich mir die Zähne. (Adverb)
    Sabahları dişlerimi fırçalarım. (zarf)
  • Aşağıdaki takının getirilmesiyle bazı sıfatların türetilmesi:

    -erweise:
    Nur zufällig entdeckte ich dich in der Menge. (Adjektiv)
    Kalabalığın içinde seni tesadüfen buldum.
    Ich entdeckte dich nur zufälligerweise in der Menge. (Adverb)
    Kalabalığın içinde seni tesadüfen buldum.

Yer belirten zarflar

Nerede?
hinten (= Arkada) , vorne (= Önde) , da (= Orada) , dort (= Orada) , oben (= Yukarıda) , unten (= Aşağıda) , hier (= burada) , außen (= dışta) , innen (= içte) ...
Nereden
von links (= soldan) , von oben (= yukarıdan) , von draußen (= dışarıdan) , dorther (= oradan) , daher (= Bu yüzden) , von dort (= Oradan) ...
Nereye?
nach hinten (= Arkaya) , nach rechts (= sağa) , dahin (= oraya) , abwärts (= aşağı doğru) , aufwärts (= yukarı doğru) , dorthin (= oraya) , hoch (= yukarı) , runter (= aşağı) ...
Beim Konzert stand ich ganz vorne an der Bühne.
= Konserde sahnenin en önündeydim.
Ich kam von links aber du hast mich nicht gesehen.
= Ben soldan geliyordum, ama sen beni görmedin.
Lass uns nach rechts gehen, dann sind wir schneller.
= Sağa doğru gidelim, o zaman daha çabuk varırız.

Zaman zarfları

Ne zaman?
gestern (= dün) , eben (= biraz önce) , nachher (= sonradan) , abends (= akşamları) , vorhin (= biraz önce) , jetzt (= şimdi) , später (= daha sonra) , damals (= o zamanlar) , heute (= bugün) ...
Ne kadar süre / ne sıklıkta?
kurz (= kısa) , immer (= her zaman) , selten (= nadiren) , nie (= asla) , manchmal (= bazen) , oft (= sık sık) , zwischendurch (= arada bir) , seitdem (= o zamandan beri) ...
Kaçtan itibaren / Kaça kadar?
ab morgen (= yarından itibaren) , ab sofort (= derhal (şu andan itibaren)) , ab jetzt (= şu andan itibaren) , bis morgen (= yarına kadar) ...
Ne zamandan beri/Ne kadar süredir?
seit gestern (= dünden beri) , seit morgens (= sabahtan beri) , schon lange (= uzun zamandır) , schon immer (= her zaman) , seit kurzem (= kısa süreden beri) , noch nie (= şimdiye kadar hiç) ...
Wir müssen bald mal wieder schwimmen gehen.
= Yakında yeniden yüzmeye gitmeliyiz.
Momentan gehe ich nur selten schwimmen.
= Şu sıralar nadiren yüzmeye gidiyorum.
Ab morgen fange ich an regelmäßig schwimmen zu gehen.
= Yarından itibaren düzenli olarak yüzmeye başlıyorum.
Seit kurzem gehe ich jeden Tag vor der Arbeit schwimmen.
= Kısa bir süredir, her gün işten önce yüzmeye gidiyorum.

Unutma: “seit” (= -den beri) zarfı sıklıkla seid (= olmak fiili (2. çoğul şahıs çekimi)) fiiliyle (3. çoğul şahıs) karıştırılır ve yanlış yazılır. Bu hataya düşmemek için bir bir ipucu: seit (= -den beri) = Zeit (= zaman) ya da şu cümle.

Neden belirten zarflar

Neden? Niçin? Ne diye? Hangi şartlar altında?
also (= o halde) , deshalb (= bu yüzden) , daher (= bu nedenle) , deswegen (= bundan dolayı) , darum (= bu sebepten) , dadurch (= böylelikle) , folglich damit (= netice olarak) , hiermit (= bununla beraber) , dazu (= buna ek olarak) , jedenfalls (= her ne olursa olsun) , demnach (= buna göre) , dennoch (= yine de) , dafür (= bunun için) , schließlich (= sonunda) , folglich (= netice olarak) ...
Mein Auto hatte einen Platten. Darum kam ich zu spät.
= Arabamın lastiği patladı. Bundan dolayı geç kaldım.

Tarz belirten zarflar

Nasıl? Ne denli? Ne kadar?
Bir şeyin derecesini ve ölçüsünü nitelendirici
anders (= başka) , äußerst (= son derece) , allzu (= fazlasıyla) , beinahe (= neredeyse) , besonders (= özellikle) , bekanntlich (= bilindiği üzere) , ebenfalls (= aynı şekilde) , einigermaßen (= bir dereceye kadar) , fast (= neredeyse) , folgendermaßen (= şu şekilde) , ganz (= tamamen) , genauso (= aynı şekilde) , genug (= yeterli) , gern (= memnuniyetle) , kaum (= neredeyse hiç) , leider (= maalesef) , möglicherweise (= ihtimal ki) , sehr (= oldukça) , so (= öyle) , vielleicht (= belki) , wirklich (= gerçekten) , ziemlich (= oldukça) ...
Nasıl? Ne denli?
Sınırlayıcı bir ifade
allerdings (= gerçi) , doch (= ama, öyle) , hingegen (= ancak) , immerhin (= hiç değilse) , jedoch (= ama) , nur (= sadece) , wenigstens (= en azından) , zumindest (= en azından) ...
Nasıl?
Genişletici bir ifade olarak
auch (= ayrıca) , außerdem (= ayrıca) , ferner (= bir de) , ebenfalls (= aynı zamanda) , sonst (= aksi takdirde) , zudem (= bundan başka) , erstens (= ilk olarak) , zweitens (= ikinci olarak) , drittens (= üçüncü olarak) ...
Mit meinem neuen Kollegen komme ich einigermaßen zurecht. Dir würde es da genauso gehen.
= Yeni iş arkadaşımla olabildiğince anlaşabiliyorum. Seninle de aynı şekilde olurdu.
Ich versuche zumindest immer freundlich zu ihm zu sein.
= Ona karşı en azından her zaman sıcak kanlı olmaya çalışıyorum.
Er ist ebenfalls stets freundlich und nett.
= O da aynı şekilde her zaman sıcak kanlı ve nazik.

Zarfların derecelendirilmesi

Zarflar bir kaç istisna dışında derecelendirilmezler. oft (= sık sık) ve wohl (= galiba) iki şekilde derecelendirilir.

Sıfatın temel basamağı Sıfatın yüksek basamağı (2. derece) Sıfatın en üst basamağı (3. derece)
oft
öfter
am öftesten
häufiger
am häufigsten
wohl
wohler
am wohlsten
besser
am besten

Düzensiz zarf çekimleri gern (= seve seve) , bald (= yakında) ve sehr (= çok) :

Sıfatın temel basamağı Sıfatın yüksek basamağı (2. derece) Sıfatın en üst basamağı (3. derece)
gern
lieber
am liebsten
bald
eher
am ehesten
sehr
mehr
am meisten

Zarfların derecelendirilmesi

Zarf olarak kullanılan sıfatlar da derecelendirilebilir.

Sıfatın temel basamağı Sıfatın yüksek basamağı (2. derece) Sıfatın en üst basamağı (3. derece)
viel
çok
mehr
am meisten
wenig
az
weniger
am wenigsten
gut
iyi
besser
am besten
schnell
hızlı
schneller
am schnellsten
Er ist schnell gelaufen.
= Hızlı koştu.
Sie ist schneller gelaufen.
= O daha hızlı koştu.
Der Profi ist am schnellsten gelaufen.
= En hızlı, profesyonel oyuncu koştu.

Bazı zarflar 3. derecelerinde şu eke sahiptir -stens:

bestens (= en iyi) , höchstens (= en fazla) , schnellstens (= en hızlı) , wärmstens (= en sıcak)
Mir geht es bestens.
= Çok iyiyim.
Ich grüße dich wärmstens.
= Seni en sıcak duygularla selamlarım.
Lass uns schnellstens hier weg.
= Bir an evvel burdan uzaklaşalım.
Es kann höchstens noch einen Moment dauern.
= En fazla biraz daha sürer.

Bazı zarflarda derecelendirme mehr (= daha fazla) weiter (= devam) am meisten (= en çok) oder am weitesten (= en uzak) ya da am meisten (= en çok) veya am weitesten (= en uzak) kombinasyonları ile kurulabilir. Örneğin:

Sie steht weiter vorne.
= O daha önde.
Er steht am weitesten vorne.
= O en önde duruyor.
Başa Dön